6 Ağustos 2018 Pazartesi

Siz Atölyeciliği Çiçek Bahçesi Mi Sandınız?




Artık Tarabya'da seramik çalışacağımız bir atölyemiz var, yavaş yavaş yerleşmeye çalışıyoruz. Bir taraftan da meraklı fındıkkurtları dolaşıyor etrafta. Bakalım tam zamanlı çalışırken ve çocuklarla seramik yapmak nasıl olacak?

Bir yandan bu heyecanları yaşarken, bir yandan da seramik yapmanın, en çok da atölyeciliğin zahmetlerinden bahsedeceğim.

Seramik yapmak pahalı bir uğraş; eğitimi, çamuru, fırınlaması derken bir bakmışsınız dünyaları harcamışsınız. Bir de biraz eliniz hızlı değil ve titizseniz emek maliyeti de hiç yabana atılmamalı.

Bu aşka tutulduysanız bir süre sonra istediğiniz zaman,  istediğiniz kadar çalışmak istediğinizden kurs saatleriyle sınırlanmak istemiyorsunuz. İlkönce atölye bulmanız lazım. Evde yapmak imkansız. Fırın, mermer masa, sandalye, biçimlendirme aletleriniz, çalışma masanız vs. derken ciddi bir maliyeti göze almanız gerekiyor. Ben kendimi 'ay benim de hayattaki lüksüm bu, ne mücevher bilirim, ne pahalı arabalar...' diye avutuyorum.

Atölyeyi açtıktan sonra ise acı gerçekle yüzleşiyorsunuz; etrafı derleyip toplamak, temizlik ve çamuru dönüştürmek için her çalışma gününde 1-2 saatinizi harcamanız kaçınılmaz oluyor. Oysa ki bir kursa gittiğiniz zaman aletleri, masanızı temizlediniz mi işiniz bitiyor.

Tüm bunlara rağmen ben atölyeciliği seviyorum. Temizleme, çamur yoğurma vs işlerini de kendim yaptığım zaman kendimi gerçek seramikçi gibi hissedip, içten içe havalara giriyorum:) Öbür türlüsü biraz 'ay ne güzel seni rahatlatan bir hobin var' duygusundan öteye gitmiyor gibi geliyor.

29 Aralık 2017 Cuma

Paris gezisinden



Bilmem hatırlayanınız var mı?

Çocuk, iş derken bloğuma çook uzun bir ara vermiştim. Şimdi kızım 6 yaşına yaklaşırken kendi seramik atölyemizi kurma yolundayız ve beni çok heyecanlandıran Paris Şehrine Maison&Objet fuarına gidiyorum. Oradan bol bol seramik resmi çekene kadar, siz eskilerle idare ediverin:)




Uzunca bir aradan sonra yeniden merhaba,


Sizlerle Paris gezimden seramik ve heykel fotoğraflarını yorumsuz paylaşmak istiyorum. Yukarıdaki resimler Louvre'dan, diğerleri galerilerden...


6 Eylül 2017 Çarşamba

Kubadabad Rölyefler



Efendiim, Kadiköy HEM'de yaptığımız işler yavaş yavaş çıkmaya başladı.Oldukça el oyalayan ama çok zevkli bir form. Öncelikle Kubadabad sarayı çinilerinden uygulamak istediğimiz desenleri seçtik. Genellikle herkes kuşlu desenleri seçti, ben minyatür desenlerine benzediği için bu adamcıkları yapmaya karar verdim. Bilgisayardan istediğimiz büyüklükte deseni çıkardıktan sonra eskiz kağıdına geçirdik. Negatifini alabilmek için tersinden keçeli kalemle geçtik. Sonra bu yüzeyi çamurun üstüne yapıştırıp desenin çıkmasını sağladık. Keçeli kalem izi bir süre sonra uçtuğu için, çizgilerin üstünden çöp şiş ucuyla geçmek zorunda kaldım.

Deseni uygulama işi bittikten sonra çamur ekleyerek kabartmaları yaptık, modelaj aletleriyle ve süngerden bolca yararlanarak şekillendirdik. Ama bu kadar detaylı bir rölyefte bence en büyük püf noktası yumuşak, kısa küt uçlu ve ıslatılmış fırça kullanmak. Bu fırça yardımıyla küçük girintileri temizleyip pürüzsüz hale gelmesini sağlayabilirsiz. Yalnız, fırça fazla ıslak olursa çamur balçıklaşıyor. O yüzden fırçayı ıslattıktan sonra bir süngere ya da beze değdirerek suyun fazlasını alabilirsiniz.


Bisküvi fırınlamasından sonra, tabletleri nemli bezle güzelce temizleyip. Sıraltı boyasıyla boyadık. Sıraltı boyaması oldukça ustalık istiyor. İlk defa deneyecekseniz, önce düz plakalarda çalışıp elinizi eğitmenizi öneririm. Burada önemli olan yüzeye fırçayı sürtmeden, fırçanın ucuyla boyayı gezdirmek. Hatta Sıdıka Sibel Sevim, kitabında, 1 kaşık toz sıraltına 1 damla gliserin eklersek fırçanın daha kolay kayacağını söylüyor. Bir dahaki sefere deneyeceğim:)Biz samur fırçaların sentetiğinden kullandık. Daha sonra pistole ile sırladık.


Bu tabletleri alt alta iplerle asmayı düşünüyorum. Hatta tabletlerin içindeki narlar, balıklar ve yaprakların minyatürlerinden yaptım iplere asmak için ama henüz pişmediler, tamamlanmış hallerini de unutmazsam yayınlarım. Fakat, fotoğraf çekmedeki başarısızlığım yüzünden tabletler oldukça yamuk gözüküyor, gerçek halleri daha iyi:)

18 Mayıs 2017 Perşembe

Yine mi kelebek:)


Kadıköy HEM'de seramik kurslarına devam ettiğimden bahsetmiştim. Orada yaptığımız işleri bahara doğru sırlayacağız, şimdilik sırsız halini paylaşıyorum. Yanda gördüğünüz tabağı 2 farklı çamurla , sucuk ve toplarla yaptım. Büyükçe bir kase alıp, içini poşetle kapladım. Sucuklarımı, toplarımı ve dolma fıstıklarımı hazırlayıp, tabağın içine yerleştirdim. Sonrasında içini balçıkla sıvadım. Çamur çektikten sonra kaseden çıkarıp, dışarıdan düzeltmelerini yaptım.

5 Nisan 2017 Çarşamba

Tornadan seçkiler










Bunlar da tornada yaptığım işlerden küçük bir seçki. Yeni işler çıktıkça yayınlamaya devam:)

8 Mart 2017 Çarşamba

Tarçın - Heykel

Efendiim, sizi köpeğim Tarçınla tanıştırayım. Kendisi bir İngiliz-İspanyol Cocker Spaniel. Dışarı çıktığımızda böyle oturup kedileri keser. Fırsatını bulduğunda da başlar kovalamaya.

Şimdi gelelim teknik konulara. Heykel yaparken genellikle şamot kullanılıyor. Çünkü diğer çamurlara oranla daha yumuşak olduğu için şekillendirmesi nispeten daha kolay oluyor. Öncelikle çamuru döverek kabaca heykelin formunu verdim. Sonrasında elle ve yontma/oyma aletleri ile heykelimin şeklini oluşturdum. Daha sonra fön makinası yardımıyla heykeli biraz kuruttum. Kuruttuktan sonra heykeli ortadan ikiye böldüm ve içini mümkün olduğunca (bacakların içlerini bile!!) oyarak boşalttım. Bunu yapmamızın nedeni nispeten ağırlığını azaltmak ve fırında patlamasını engellemek. Boşaltma işlemi bittikten sonra parçaları birleştirip, son düzeltmeleri yapıp bıraktım kurumaya. Sonrası artık bildiğiniz gibi devam ediyor. 900 derecede pişti. Bisküvi fırınlamasından sonra tamamen siyaha boyayıp sonra üstten nemli süngerle sildim. Çentiklerde siyah etkisi kaldı, tekrar fırına girdi. 1040 derecede pişti. Bu kadar hafifletmeme rağmen hala biraz ağır:)

25 Şubat 2011 Cuma

Kaçırılmaması gereken bir sergi

Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik bölümünün sergisi Mart ayı boyunca gezilebilir. Birbirinden başarılı sanatçıların sergisini özellikle İstanbul'da olanlar kaçırmasın!!!